23 Kasım 2009 Pazartesi

Ç A Ğ R I

Dinle öz gardaşım gayrı duy beni,
Kutlu bir sesleniş sana sunduğum.
Dava ateşine tutta koy beni,
Yeter zemheride yeter donduğum.

Sahipsiz mi bunca harcanan emek,
Şehitler öksüz mü kaldılar demek ,
Dirilmek vaktidir aşkla dirilmek ,
Yeter eli kolu bağlı durduğun

Kır zincirlerini esaretinin,
Var farkına her dem cesaretinin,
Yıllardır bağlanmış basiretinin,
Yeter pençesinde yeter durduğun.

Var ise göğsünde ALLAH’a iman,
Sende bir Fatihsin sende Süleyman,
Su uyur ve lakin uyumaz düşman,
Yeter gözlerini yeter yumduğun.

Arifler tarife kalksalar bile,
Lisana sığmıyor çektiğin çile,
Soydaşın soysuzun elinde köle,
Yeter çilelere düçar olduğun.

YARADAN aşkıyla taşıp derinden,
ŞEHADETLE davran doğrul yerinden,
Destanlar damlasın her bir terinden,
Yeter ayaklara yeter konduğun.

Bu vatan ufkuna bir ışıksın sen,
Mazinle sırt sırta barışıksın sen,
Destanlar yazmaya alışıksın sen,
Yeter bunca yıldır yeter sustuğun.

Vazifen bu yolda vermekse canı,
Canından kıymetsiz bilme vatanı,
Unutma atanı, şehit yatanı,
Yeter dünyalıktan medet umduğun.

Nice zaman düştü ayrı sevdamız,
Yeşermiyor ayrı gayrı sevdamız,
Bir olmak vakti der gayrı sevdamız,
Vahdete çağrıdır be hey duyduğun...
Ozan MİSALİ

27 Ekim 2009 Salı

Bekleme Yavrucuğum

Zaman bir ölü deniz, saatler durgun
Gecede bir gündüzde,dem hep aynı dem,
Burda ölmek değil de ölmemek korkum,
Burda ne derdim biter, ne dolar vadem.

Gönül sanki çileye biçilmiş kaftan,
Dert yüreği bürüyen bir hırka gibi,
Kuşatır beni hasret bin bir taraftan,
Olamam bir huzurlu kalbin sahibi.

Bekleme yavrucuğum beni bekleme,
Sarp kayalar,vicdan ne,hiç bilmiyorlar,
Kör zindanda hasretken kendi gölgeme,
Vuslat mı? Kaf dağında bir düş diyorlar.

Sevdiceğim,gönül aynam,can parem
Sen gül ki hissedeyim mutlu olduğunu
Bir gülen yüzün kaldı tesellim,çarem
Kahrolur yüreğim duysa solduğunu

Belki bir gün gelirde felek insafa,
Karanlığın yerini güneşler alır,
Yahut tüm ümitleri atar bir rafa,
Keder bende ebedi emanet kalır.

12 Ekim 2009 Pazartesi

Kapansın Gözlerim

Bir bana vefası yok şehirlerin,
Yığınlar içinde bir benim yalnız.
Sürmedim keyfini bir gün kaderin,
Bir benim alemde bir benim bahtsız.

Tohumdum bahara vaktim ermeden,
Ömrün hep kış oldu iklimden payı.
Çürüdüm bir tutam yaprak görmeden,
Bilmedim dallanıp budaklanmayı.

Aynalarda döndü yüzünü benden,
Duvarlar buz gibi baktılar bana.
Ey ölüm! Ne çare başkası senden,
Kara toprak olsun gayrı yar bana.

Kapansın gözlerim, mavera yakın,
Bir ses ki ukbadan artık gel diyor.
İmam sala versin, eylesin talkın,
Can bu gurbet ele veda ediyor.

Ruhum eşiğinde vakti ikbalin,
Gireyim turabın koynuna üryan.
Nasibim olsunda o nur cemalin,
Kalmasın yalnızlık, kalmasın hicran

Ozan MİSALİ

16 Eylül 2009 Çarşamba

G E Ç T İ

G E Ç T İ
Bülbüldüm bir gülün terennümünde
Zayoldu bu hayat beyhude geçti
ismin ağıt oldu her an her günde
Sanma ki bir lahzam asude geçti.

Aşk dolu yürekte yoktu masiva
Sendeydi bu derde umduğum deva
Gönlüme her zulmü görsen de reva
Bu ömrüm emrine amade geçti

Her çile sonsuza açmaz ki kucak
Bu devran elbette bir gün duracak
Vâki olduğunda o gün Emri Hak
Dersin ki; "Bir garip üftade geçti."
OZAN MİSALİ

14 Eylül 2009 Pazartesi

KADİR GECENİZ MÜBAREK OLSUN

Hak' tır alemlere olan muktedir,
Aczile bu gece kalbe Hak dedir.
Belki bir daha nasib olmayacak,
Bu gece ömründe belki son Kadir..
OZAN MİSALİ

8 Eylül 2009 Salı

YİĞİDİM


Mevsimi bitince solar yapraklar
Bahara doymadan göçtün de gittin
Gel diye bağrını açtı topraklar
Kara toprakları seçtin de gittin

Bıraktın şu zalim dünyada bizi
Düşürdün figana feryada bizi
Sensiz koma yavrum rüyada bizi
Dizimin dibinden kaçtın da gittin

Ardından kavrulup yanmışım oğul
Hep adın söyleyip anmışım oğul
Sanki bitek dertli benmişim oğul
Bağrıma yaralar açtın da gittin

Gelmiyor hiç yazım kaldım güzlerde
Mecal yok ardından bakan gözlerde
Gördüm uzaklardan sen omuzlarda
Kelebekler gibi uçtun da gittin

Böylesi herkese nasip olmazmış
Niyazla sulanan güller solmazmış
Şehitlerin boynu bükük kalmazmış
Şahadet şerbeti içtin de gittin

Bilirim cennette yerin yüksekte
YARADAN kulunu komaz tümsekte
Faydasız ardından biz üzülsek de
Bunca sevenlerden geçtin de gittin

Ağlarsa şikayet etme ananı
Yokluğun derinden sardı bu canı
Görüp dolaştığım yurdu cihanı
Harman yeri gibi biçtin de gittin..
OZAN MİSALİ

7 Eylül 2009 Pazartesi

Dokunup İncitme Mezar Taşımı


Şu kara ömrümün bitmez dumanı,
Yol vermez bahtıma yare gideyim.
Dur desem feleğin yoktur imanı,
Bilmem ben bu gönlü nasıl güdeyim???

Bekledim kaç mevsim bilmem kaç sene
Tutuştu her zerrem kavruldu sine
Mademki vuslatın öldüğüm güne
İstemem kabrime gelme nideyim

Eğlendin yıllarca halime güldün
Sinemi bin yerden böldün ha böldün
Ben öldümya sende gönlümde öldün
Yalan dünya senin ola ne deyim?

Pişmanlık duyarsan eğip başını
Dokunup incitme mezar taşımı
Helallik beklersen döküp yaşını
Deki"Gönül hakkı, nasıl ödeyim?"
OZAN MİSALİ

Türkiye İslamdır, İslam kalacak




Evvel ahir her dem yeşeren sevdam
Sanmasın zalimler bir gün solacak
Bir tek cehaletle mübarek kavgam
Türkiye İslamdır, İslam kalacak

Bu vatan, toprağın bir farkı vardır
Dağında taşında bu şarkı vardır
Düşmanın döşünde bu korku vardır
Türkiye islamdır, İslam kalacak

Ezel ebet takdir yazılmış böyle
Bu takdir gönül’e kazılmış böyle
Batıl HAKİKATE ezilmiş böyle
Türkiye islamdır, İslam kalacak

Birileri çıkmış nutuk veriyor
Cahilce konuşup halkı geriyor
Yırtınsa da aklım buna eriyor
Türkiye islamdır, İslam kalacak

Dert bize ne gamdır nede bir eyvah
Bu dert ki İLAYI KELİMETULLAH
Vallahi taş etsin dönersem ALLAH
Türkiye islamdır, İslam kalacak

Hele bir dönüp de baksan mazime
Baksan şehidime baksan gazime
Şahadet onurdur nurdur özüme
Türkiye islamdır, İslam kalacak

Asırlık çınarım bükülmem, düşmem
HAK bildiğim yoldan dönüp de şaşmam
Öyle boş hayaller peşinde koşmam
Türkiye islamdır, İslam kalacak

Ata ecdat torun neler vermedik
Neler yaşamadık neler görmedik
Daha bundan gayrı fikre ermedik
Türkiye islamdır, İslam kalacak

Bu yolda ne engel ne bize sekte
Bu yola gönülden bağlıyız kökte
Bir ses var beşikte yatan bebekte
Türkiye İslamdır, İslam kalacak

Bizden selam olsun MUHAMMED dosta
O bize önderdir o bize usta
Onunla gayemiz bir bu hususta
Türkiye islamdır, İslam kalacak

Şerefsize inat şeref diyerek
Şerefim değişmez hedef diyerek
Şeref hırkasından bir post giyerek
Türkiye islamdır, İslam kalacak
OZAN MİSALİ
"O kimileri için, arkasından göz yaşı dökülen tatlı bir anı olmuştur. Onlar onun hatırasıyla yaşamayı, kendisiyle yaşamaya tercih ederler. Onlar onun arkasından ağlamayı, onu önlerinde görmeye tercih ederler. Onlar onun sakalını ve hırkasını, misyonundan daha fazla severler. Ondan bir efsane gibi söz etmeyi, birlikte yaşanılan bir "dost" olmaya yeğ tutarlar. Daha başka kimileri için ise, o tarihin konusudur. O, bir "iletişim aleti" gibi ilahi mesajı iletmiş ve misyonunu tamamlamıştır. O, bugüne taşınamaz. Biz onunla, tarihi bir değer olarak ilişki kurabiliriz. Kur'an içinse o, hayatın aktif, kurucu ve inşa edici bir öznesidir. Misyonu ölümsüz olandır. Kur'an, onu çağa taşımak için çırpınır. Onun tarihe hapsolmasını önlemek için onunla ilgili tarihsel olayları müminin yüreğine, imanına, ibadetine taşır. Kur'an müminin hayatında onu güncel kılmak için ne gerekiyorsa yapar. Kur'an'ın bak dediği yerden bakanlar ise onu "üretmek" için çaba harcarlar. Kur'an'da onu, onda Kur'an'ı görürler. Onu Kur'an'la, Kur'an'ı onunla tanırlar. Kur'an'a onun aynası, ona Kur'an'ın aynası gibi bakarlar. Çünkü onlar, onun risalet mirasına ihanet etmekten korkarlar." (Mustafa İSLAMOĞLU ' nun "ÜÇ MUHAMMED" adlı eserinden alınmış bir bölümdür.) Daha başka söze gerek var mı?

24 Ağustos 2009 Pazartesi

DAMLALAR


Secde et ki en makbul saatinde gecenin
Sırları ayan olsun ilahi bilmecenin...
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Necis bir taharete çekti gönül çekti rest
Hakkını vermez isen neyi paklar o abdest...
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Aşk sırtıma inen bıçak, deşiyor kalbime dek
Ve beni kefenleyip sonsuzluğa götürecek...
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Mecnunlar mazi oldu, Leylalar kaldı dünde
Aşkın para pul olup satıldığı bu günde...
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Şaşkınım bilmem ki unutmak mı bunun adı
Yokluğun ilk defa yüreğimi dağlamadı...
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Suya uyur düşmana uyumazmış dediler
Şu koynumda uyuyan yılanı görmediler...
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Elbet dolup taşmak ister her mescid her cami
Yeter ki gelen gelsin gönülden ve samimi...
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Namaz ne hoş ameldir ibaretse niyetten
Niyetini temiz tut kurtul o eziyetten...
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Gönlüm benlik avında şeytan ile iş tutmuş
Gönlüm günah tavında büyüklüğü unutmuş...
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Bir daha ele geçmez yalan dünya denizi
Haram helal demeden doldurun midenizi...
OZAN MİSALİ

5 Ağustos 2009 Çarşamba

NE FAYDA


Çekmeden bu yolda çileyi,ahı
Bir ömür devranı sürsen ne fayda
Özünden bulmadan sen BEYTULLAHI
Yüzünden seyredip görsen ne fayda

ŞÜKRETKİ verdiği ziyafetine
Her zaman eresin HİDAYETİNE
Kuşanmadan HAK’kın kıyafetine
İhrama bürünüp girsen ne fayda

HABİBİ ZİŞANA koşamadıkça
Aşkıyla şen olup coşamadıkça
Gönülden bağlanıp yaşamadıkça
Dil ile SALAVAT versen ne fayda

DAVA şuuruyla dolamamışsan
GAYESİNE sadık olamamışsan
Gönül toprağını sulamamışsan
Dikeni GÜL diye dersen ne fayda

RAHMAN’ ın aşkıyla taşmalı insan
Taşıp perdeleri aşmalı insan
Onunla huzura koşmalı insan
Onsuz muradına ersen ne fayda...
OZAN MİSALİ

4 Ağustos 2009 Salı

UMUDUN PEŞİNDE


Faydasız nafile geçen şu zaman
Umudun peşinde aranır oldum
Ne yapsam talihim vermiyor aman
Bir garip hallere bürünür oldum

Yüzüme bakanda hep o ifade
Derler ki bahtında dolmuş bu vade
Kaderim gülmeye vermez müsade
Mecnunun yüzüyle görünür oldum

Hani ya gönlümün nerede tadı
Nerede huzuru nerde muradı
Dolar diye bir gün vakti miyadı
Derdimin döşünde sürünür oldum.
OZAN MİSALİ

MUHTACIM MUHABBETE

Bana özden haber ver muhtacım muhabbete
Tatlı sözden haber ver muhtacım muhabbete

Gönül aç doyar mı ki,sensiz hiç duyar mı ki
Sohbetten cayar mı ki,muhtacım muhabbete

Yoldaş olam yoluna,katta savur yeline
Tiryakiyim diline,muhtacım muhabbete

Tadarım hayrı senden,kim gerek gayrı senden
Olamam ayrı senden,muhtacım muhabbete

Sevgi Haksa sende var,gönülde var tende var
Ne güzelse sende var,muhtacım muhabbete

Dilim isminle coşsun,ayağım sana koşsun
Her halinle pek hoşsun,muhtacım muhabbete

Kalbim aşkınla atar,özünde sevgin yatar
Şanın cana can katar,muhtacım muhabbete

Bal akar sövsen bile,gül açar dövsen bile
Gidemem kovsan bile,muhtacım muhabbete

Biz ki cahil kullarız,sensiz kuru dallarız
Renk verdiğin gülleriz,muhtacız muhabbete

Misalim garip halim,şükür geldim sağ salim
Dostuma arzu halim,muhtacım muhabbete,,,
OZAN MİSALİ

3 Ağustos 2009 Pazartesi

BİR GELEN PİR GELEN

Sorulsa halimin ahvali nedir
Yok derim kendimin kendime hayrı
Düşmanım benlikti bunca senedir
Benlikten başkası dert değil gayrı...

Düşündün mü bugün bir an bir dakika
Yoksa boş hayalin çarkında mısın?
Muhtaçsın başından sonuna HAK' KA
Sona koştuğunun farkında mısın??

Gerçekte mi yahut rüyada mıyım
Seviyorum derken riyada mıyım
Sonsuzluk kervanı göçüp giderken
Nefsimin peşinde dünyada mıyım???

RAHMETE susamış çorak toprakların
En ıssız yerlerinde zambaklar açar
Mis kokan,rengarenk,taze yaprakların
Dallarından kelebekler sonsuza uçar...

Ben bugün neşeyle gezip tozarken
Filistin ağlıyor Irak ağlıyor
Mutluluk hevesli sözler yazarken
Çeçenistan bugün yürek dağlıyor
Doğu Türkistanlım kara bağlıyor...

Yollar vardır yolcuya uzadıkça uzarlar
Attığı her adımda ona çukur kazarlar
Hiç kimsenin yaptığı kar kalmaz ki yanına
Onlar ki günahını elleriyle yazarlar...

Boş ver deyip bir anda bir kenara atmam
Hisler ki güzelse yüreğimden fırlatmam
Dileğin bu ise başım gözüm üstüne
Bir daha kendimi emin ol hatırlatmam...

Sen giderken ardında bir çift mahsun göz bıraktın
Bu gözler ki benim bitmeyen derdim
Seninde bir ömür vicdan azabın olsun...
OZAN MİSALİ

ÖMRÜM İFLAS EDİYOR

Nice acılarım var benim
Mazisi büyük
O acılar ki omuzumdan
Hiç düşmeyen yük

Yüreğim çok yandı lakin
Of dahi demedim
Ama seni bugün ki kadar
Hiç beklemedim

O beklediğim vuslatın
Bilmem ki ne zaman
Gayrı tahammül göstermeye
Takatsiz bu can

Bu çırpınışım sabaha
Ya çıkar ya çıkmaz
Dirensem de Azrail
Beni sana bırakmaz

Belki bu son demlerim
Ömrüm iflas ediyor
Onca hayal benimle
Bak toprağa gidiyor

Umudun can verdiği
Tükendiği gün bugün
Bir aşkın bedelinin
Ödendiği gün bugün

Bu aşkta çok hakkın var
Kalkışamam inkara
Sebep seni göstermem
Uğradığım zarara

Sorunca münker nekir
Bir ömrün sualini
HAK’ tan gayrı kim bilir
Dardakinin halini
OZAN MİSALİ

YAĞMURUM KALMADI


Ayrılık seven kalbe zor gelir
Gel gülüm hasretinle mutsuzum
Yetmiyor koca dünya dar gelir
Böyle ben yarından umutsuzum

Yar beni koyma mahsun yar beni
Sensizim gel de bir kez sar beni
Yokluğun saldı beni dertlere
Yalnızım ne haldeyim gör beni

Yasla mı dolacaktı hayaller
Sensiz mi kalacaktı bu eller
Soldu bak mevsim bitmeden güller
Yağmurum kalmadı bulutsuzum
OZAN MİSALİ

NASİHAT

Meyvesiz ağacın tutma dalını
Zira emeğini kurutur bir gün
Sitemkar arının tatma balını
Bil ki başa kakar sırıtır bir gün

Sabırsız toprağa dökme terini
Bulaştığı yerden sök at kirini
Her günün her anın bil değerini
An olur kendini aratır bir gün...
OZAN MİSALİ

31 Temmuz 2009 Cuma

YÜZÜM GÜLSE GÖNLÜM AĞLAR


Gül deme; gülecek hal mi kaldı ki
Tutunacak bir tek dal mı kaldı ki
Öpüp koklamaya gül mü kaldı ki
Yüzüm gülse gönlüm ağlar bir yandan

Umutlar can verdi miadı doldu
Kaçtıkça hüzünler hep beni buldu
Baharı bilmeden benimle soldu
Bahçeler bir yandan bağlar bir yandan

Tükendi güvenim darbe yedikçe
Ellerim boş kaldı hep bekledikçe
Yeter gayrı bitsin dertler dedikçe
Yüklenir sırtıma dağlar bir yandan

Ey gönül divane olma boşuna
Nice gelecek var daha başına
Mendil çare sanma gözün yaşına
Sildikçe sel olur çağlar bir yandan

Günahı sevabı kefene sardım
Giyindim üstüme toprağa vardım
Dediler ki bizden bekleme yardım
Ölüler bir yandan sağlar bir yandan
OZAN MİSALİ

BEN SANA GÜL DEDİM


Bülbül sevda çekince
Gül dalına konarmış
Ağlarda ince ince
Gülüne dert yanarmış

Can tutuştu kül oldu
Gönül nasıl dayansın
Yar gül değil el oldu
Bu garip kime yansın

Ben sana gül dedim, kalbe ödül dedim
Gel bu yolda koyma yaya
Canda can ol diye haykırıp inledim
Gel de kıyma bu sevdaya
OZAN MİSALİ

GİTTİN

Canımı da versem yetmezdi sana
Candan öte neler aldın da gittin
Sevincim hayalim neşem bir yana
Nice umutlarım çaldın da gittin

Sermayem geriye bir ahım kaldı
Dilimde eyvahım günahım kaldı
Bir türlü olmayan sabahım kaldı
Sen uykularımı böldün de gittin

Sözüne güvenmem bilesin gayrı
Murada erdinse gülesin gayrı
Yüreğim bilmem ki ne desin gayrı
Sevdayı gönlümden yoldun da gittin
OZAN MİSALİ

ERENLERİN DERGAHINDA 2

Boşa selam yok dediler
Erenlerin dergahında
Aşka kelam çok dediler
Erenlerin dergahında

Başlar önde bel bükülür
Eller bağlı diz çökülür
Yağmurlanıp yaş dökülür
Erenlerin dergahında

Yürek çarpar servetiyle
Nara atar kasvetiyle
Boyun büker hürmetiyle
Erenlerin dergahında

Bir iştah ki doyamazsın
Sohbetinden cayamazsın
HAK’tan gayrı duyamazsın
Erenlerin dergahında

Mutlulukla tanışırsın
Sevgilere karışırsın
Görsen aşkı şaşırırsın
Erenlerin dergahında

Yıkıntılar cana gelir
Sıkıntılar sona gelir
Aşık olan ona gelir
Erenlerin dergahında...
OZAN MİSALİ

BEYTULLAHA VARAMADIM

HASRET KALDIM ÖZ SILAYA
BEYTULLAHA VARAMADIM
MİS KOKULU ÖRTÜSÜNÜ
KUCAKLAYIP SARAMADIM

BAKTI GÖZÜM DALDI YOLA
KİRPİĞİM YAŞ DOLA DOLA
GÖRÜP GELEN MUTLU KULA
NASIL DİYE SORAMADIM

KİMLER GİDİP VARDI ONA
KİMLER YÜZÜN SÜRDÜ ONA
KİMLER CANIN VERDİ ONA
BEN BİR İŞE YARAMADIM

YARAMADIM YARAMADIM
BEN BİR İŞE YARAMADIM
İSTEDİMDE KAVUŞMAYI
BEYTULLAHA VARAMADIM

OZAN MİSALİ

BAŞARACAĞIM

Bir sabah güneşin doğduğu yerde
Umutla göverip yeşereceğim
Yepyeni bir dünya kurup hayata
Tebessüm etmeyi başaracağım

Kim demiş töredir bozulmaz diye
Sevdalar sil baştan yazılmaz diye
Geçmişe bir mezar kazılmaz diye
Kim diyormuş söyle şaşıracağım

Sanma pişmanım sevdiğime seni
Alın yazımmış suçlama kendini
Yine seveceğim bu kez ben,beni
Mutlulukla dolup taşıracağım

Yitirdiklerimi bulduktan sonra
Acılar sararıp solduktan sonra
Bu bendeki inat olduktan sonra
Sonunda neşeyle yaşaracağım ...
OZAN MİSALİ

HAYALDEN ÖTEDE NE Kİ GÖRDÜĞÜM

Gözlerim yollara daldı bak yine
Hayalden ötede ne ki gördüğüm
Takat mi kaldı sabır dediğine
Kapanmış her yanım yollar kördüğüm
Hayalden ötede ne ki gördüğüm???

Bir el var uzanan gör ki tutamam
Tutsam da yüreğimi avutamam
Bir gece olsa da dertsiz yatamam
Kapanmış her yanım yollar kördüğüm
Hayalden ötede ne ki gördüğüm???

Misalim dertlenme düşünme düşme
Kapanmaz yaranı sızlatma deşme
Şiirler yazsan da gözlerin çeşme
Kapanmış her yanın yollar kördüğüm
Hayalden ötede ne ki gördüğün???
OZAN MİSALİ

30 Temmuz 2009 Perşembe

ANNEM

Yuvamdan koptuğum o günden beri
Bitkinim saatler geçmiyor annem
İçim robot sanki dışım bir deri
Mutluluk beni hiç seçmiyor annem

Geldi çattı yine bir bayram günü
Askerliğin farksız bu günü dünü
Derler ki bayramlar kulun düğünü
Bu düğün hiç neşe saçmıyor annem

Yaşarken hasreti ben adım adım
Bayram günü daha bir arttı feryadım
Tez günde gelmektir HAK’ tan muradım
Bu gurbet beni pek açmıyor annem

Kime baksam yüzünden hüzün akıyor
Of diyor feryadı yürek yakıyor
Ben ona o bana garip bakıyor
Keder bizden bıkıp kaçmıyor annem

Bir adım Misali tir bir adım asker
Bu asker sılaya kavuşmak ister
Bayramda hatırımı sorarsan eğer
Bayram sizden ayrı geçmiyor annem
OZAN MİSALİ

AŞK KIVAMA GELENE DEK

Sabır ile yoğrulmalı
Aşk kıvama gelene dek
Büklüm büklüm eğrilmeli
Aşk kıvama gelene dek

Sır etmeli tende canı
Dondurmalı akan kanı
Sözden evvel özde tanı
Aşk kıvama gelene dek

Mecnun çölde küle dönsün
Kuru dalda güle dönsün
Şanı dilden dile dönsün
Aşk kıvama gelene dek ...

Sanma Misali kul hasta
Sanma mahsun sanma yasta
Dinle gönlü biraz susta
Aşk kıvama gelene dek
OZAN MİSALİ

EVİM BURA YUVAM BURA

Aşıklar her dem Allah der
Gönülleri sarhoş eder
Evim bura yuvam bura
Gönül burdan nere gider

Dön Allah de Zikrullah de
Yan Allah de Zikrullah de
Var gitmeden Hak kervanı
Bin Allah de Zikrullah de

Varmı elinde senedin
Tükensin gayrı inadın
Çalar kapını zamansız
Azrail kırar kanadın

Derlerki hep zikre dalan
Hem zikir hem şükre dalan
Odur elbet hesab günü
Defteri sağdan alan

Niyazımdır Rabbim sana
Evlat eyle ol canana
Gece gündüz bizim için
Gizli gizli ağlayana
Gözyaşları çağlayana
OZAN MİSALİ

ERENLERİN DERGAHINDA

Dilimde RABBİMİN kutsal selamı
Bir mübarek ordan işaret verdi
Hoş geldin ey fani oldu kelamı
Banada dergahta bir döşek serdi

Bağladım elimi çöktüm uğruna
Şefkat ile beni çekti bağrına
Tevbe ettim gönül verdim çağrına
Burda nice fani kemale erdi

Gerçeği görmedim günahkar oldum
Sevgini unuttum,nefretle doldum
Yalanla dolanla saradım soldum
HAKİKAT suyundan iç diye verdi

Ey derdi bitmeyen tasalı insan
Kalmazdı hiçbiri HAK’ka boyansan
Burda yatsan keşke burda uyansan
Burda nice gönül murada erdi

Vazgeç inadından sende ey fani
Varmı baki olan nerede hani
Sende hayatında sayfa aç yeni
Burdan niceleri cennete girdi

Öfkeli gönüller yatışır burda
HAK’kın yoldaşları yetişir burda
Cennet bülbülleri ötüşür burda
Erenler burda HAK’kı zikrederdi...
OZAN MİSALİ

GEL

Çaldım gülün kapısını
Dedi bülbül olunca gel
Nefsin kirini pasını
Söküp kalpten yolunca gel

Yolunca gel yolunca gel
Nefsi kalpten yolunca gel
Gör kendinde hakikati
İnsanlığı bulunca gel

Söz altınsa duymak gerek
Duyup söze uymak gerek
Beni tenden soymak gerek
Çırıl çıplak kalınca gel

Kalınca gel kalınca gel
Çırıl çıplak kalınca gel
Gör kendinde hakikati
İnsanlığı bulunca gel

Aç testini doldur amma
Hemen sarhoş oldum sanma
Riya edip boşa yanma
Deryalara dalınca gel

Dalınca gel dalınca gel
Deryalara dalınca gel
Gör kendinde hakikati
İnsanlığı bulunca gel

Nefsim büyük lafa girme
Girip kendin yere vurma
Elden başın yüksek durma
Edep tahtın olunca gel

Olunca gel olunca gel
Edep tahtın olunca gel
Gör kendinde hakikati
İnsanlığı bulunca gel...
OZAN MİSALİ

AĞLA GÖNÜL

Vurdu vakit ayrılığı
Ağla gönül ağla gönül
İstemezsin gayrılığı
Ağla gönül ağla gönül

Düşüp kederli hallere
Döküp sevdanı tellere
Kapılıp kara yellere
Ağla gönül ağla gönül

Ondan ayrı geçen zaman
Ölümdende beter yaman
Tüterek başında duman
Ağla gönül ağla gönül

Ayrı iken nefsim azar
Azarda kalbimi bozar
Şeytan mezarımı kazar
Ağla gönül ağla gönül

HAK’ka aşık bir kuldu o
Kurtuluşa bir yoldu o
Tutunacağın daldı o
Ağla gönül ağla gönül

GÜL hasreti ne acıdır
GÜL,hasretin ilacıdır
GÜL,bülbülün baş tacıdır
Ağla gönül ağla gönül

Garip aşkın bülbülüdür
Sevdanın közü,külüdür
Muhammed onun gülüdür
Ağla gönül ağla gönül...

OZAN MİSALİ

GÜLÜM

Sanma ben yokluğunda
Gülüp eğlendim gülüm
Veda ettiğin anda
Derde bağlandım gülüm

Şimdi yoksun yanımda
Bir sızı var canımda
Hayalinle dolanan
Gülüm sensin kanımda

Ooy GÜLÜM GÜLÜM
Ooy CANIM CANIM
Ooy YARİM YARİM
Ooy ooy ooy ooyy

Dön artık dön muhtacım
Sensin benim ilacım
Kurudu yaprakları
Soldu gönül ağacım

Dinsin gayrı bu sızım
Sensiz yapayalnızım
Gülüm dönse de gülse
Kaderim alın yazım

OZAN MİSALİ

HELE ANLAT DESEN

Hele anlat desen arzumu bana
Bir ömür bu derdi çekmek isterdim
Ne varsa bahsedip sevdadan yana
İçimi içine dökmek isterdim

Fedadır yoluna fedadır canım
Sevdan ile dolsun taşsın her yanım
Gönül bir bahçe ben bir bahçıvanım
Seni yüreğime ekmek isterdim

Gözüm yok dünyaya paraya pula
Deseler ki vazgeç kanmam bir kula
Dönersem yönümü sensiz bir yola
Yıkılıp yerlere çökmek isterdim

Eğer ki bu sevdam biterse bir gün
Hislerim kaybolup yiterse bir gün
Seni düşünmeden yatarsa bir gün
Kalbimi çıkarıp sökmek isterdim

Gelmezse derdimin senden ilacı
Bilirim ömrümce bitmez bu acı
Ellerim semada dilim duacı
RABBİME boynumu bükmek isterdim

Deme bana sevgim ne kadar büyük
Yaşamak haz verir anlatmak bir yük
İster rıza göster ister boyun bük
Sana doyasıya bakmak isterdim

Tasvire gelmiyor aşkın bu hali
Değişmez hep aynı gönlün hayali
Göklerden süzülen yağmur misali
Gözümden gönlüne akmak isterdim

Yüreğin bu aşka kıyarsa eğer
Sıradan bir yere koyarsa eğer
Kulağım yok sesi duyarsa eğer
Bağrıma bin kurşun sıkmak isterdim

Bilmem ki bu sevdam nelere bedel
Ola ki düşersem tutmaya sen gel
Şayet ki yoluna çıkarsa engel
Hepsini bir sille yıkmak isterdim

Misalim severim yaradır sözüm
Yardan başkasında yok benim gözüm
Bilmezse sevdamı elimde sazım
Aşkımı tellere yakmak isterdim.
OZAN MİSALİ

GURBETTEN OĞULA


Koklardım toprağı ,taşı,ağacı
Koklardım her yanı vatandır diye
Var mıdır gurbetten daha bir acı
Vatandan ırağa atandır diye

Dertlendim bugün bu gün efkarlandım
Sevdan çarmık oldu yandım harlandım
Bir parça gülmeye inan arlandım
Hasreti yürekte yatandır diye

Gurbette geceler nasılda kara
Her yanım sızlıyor her yanım yara
Hiç tasa etmezdim düşseydim dara
Vatan kollarımdan tutandır diye

Senle geçse ömrüm doymam tadına
Kurbanım tadına tatlı adına
Peygamber diyarı şanlı Medine
Bağrına aşkını katandır diye

Sen yiğit diyarı ANADOLUSUN
Mazlumun kanadı tutan kolusun
Ezelden ebede sen HAK yolusun
Erenler ecdadın atandır diye

Bilesin ki ne çok kızarım ona
Kırk asır beddua yazarım ona
Bir değil bin mezar kazarım ona
Güneşi doğmadan batandır diye

Dedem; oğul sana nasihat derdi
Bir mübarek yüktür vatanın derdi
Sen sen ol yoldaşın seçme namerdi
Kendi toprağını satandır diye

Evlat bu davanın çilesi çoktur
Doğru söz kurşundur ,sızlatan oktur
Öğüt almaz ite ne yapsan HAK’tır
Poz yapıp kaşını çatandır diye

Dizime vururum inan dizime
Vururda bir daha kanmam sözüne
Evladım olsan da bakmam yüzüne
And içip sözünü yutandır diye

Velhasıl öz olan sözüm şudur bil
Mazluma omuz ver zalime değil
Bir tek RABBİN için secdeye eğil
Nefsini, şeytanı utandır diye...
OZAN MİSALİ

GURBET TÜRKÜSÜ

Yarim beni hiç çağırma
Gelmeye mecal kalmadı
Mazide ki günler gibi
Gülmeye mecal kalmadı

Felek indirdi tokmağı
Karım bildim dert çekmeyi
Umut fakirin ekmeği
Bölmeye mecal kalmadı

Şaştı kaldı bana bakan
Çok oldu yolda bırakan
Gurbet aşılmaz bir kalkan
Delmeye mecal kamadı

Misalim çek bolca sabır
Şükür eyle iki de bir
Yeter gel dost dedi kabir
Ölmeye mecal kalmadı
OZAN MİSALİ

BULUNMAZ

Nicedir sevdamın düştüm peşine
Ararım sorarım gören bulunmaz
Herkes dalıp gitmiş dünya işine
Derdime dermanı veren bulunmaz

Bu çilem bu derdim ah bu kederim
Her gün yaprak döker, dalım budarım
Aşk ile yanana ömrüm adarım
Gelip yüreğime giren bulunmaz

Sabahım bir garip günüm bir garip
Bu günüm bir garip dünüm bir garip
Çıktığım yollarım yönüm bir garip
Bu halimi hayra yoran bulunmaz

Yaktığım ağıtlar saza doymadı
Sildiğim şu gözler beze doymadı
Yandı da yüreğim köze doymadı
Halin nedir diye soran bulunmaz

Gam yıkar yiğidi sevdadan yana
Söyle yiğit buna nasıl dayana
Baktım pencereden halim duyana
Gelip te kapımı vuran bulunmaz

Misalim aman ha hududu aşma
Efendi ol nefsin peşine koşma
Dosttan gayrı sının ardına düşme
Dar günde başında duran bulunmaz...
OZAN MİSALİ

ÇEKEN ANLIYOR

Hep aynı reçete aynı tarife
Bu benim derdimi çeken anlıyor
Hangi söz yeter ki bunu tarife
Devrilip yerlere çöken anlıyor

Nafile sormayın derdimi benim
Sızlatıp yormayın derdimi benim
Şaşıp hor görmeyin derdimi benim
İçimi içine döken anlıyor

Desem ki verilen sözler nerede
Alnı ak gözü pek yüzler nerede
Tarihe kök salmış izler nerede
Ah çekip boynunu büken anlıyor

Diri bildiklerim gördüm ki ölü
Aratmaz oldular sahrayı çölü
Bırakın yaprağı ağacı gülü
Bağrıma saplanan diken anlıyor

Yanarım yanmakmış gönlümün varı
Yananın bitmezmiş derdi efkarı
Özleyip yürekten yazı baharı
Umudu gül diye eken anlıyor

Her günde hüzün var her günde acı
Anladım derdimin yoktur ilacı
Hangimiz suçlu hangimiz davacı
Lutfedip yüzüme bakan anlıyor

Bükülmüş boyunlar yıkılmış başlar
Konuşsa bu hale ağlardı taşlar
Bir garip lokmalar bir garip aşlar
Ocağın altını yakan anlıyor

Zalimlerin zulmü yürek dağladı
Yürekteki yara kabuk bağladı
Garipler bunca yıl nasıl ağladı
Gözyaşı sel olup akan anlıyor

Hep bu dertle tüketti nefesini
Duyun feryadını duyun sesini
Anaların bitmez gamlı yasını
Karaları başa takan anlıyor

Misalim gariptir yazdıranlar var
Dertlidir canından bezdirenler var
Ümitsiz biçare gezdirenler var
Söyleye söyleye bıkan anlıyor
OZAN MİSALİ

GİZLESEM GİZLENMEZ

ESİYOR BAŞIMDA DELİCE RÜZGAR
O YANA BU YANA SAVURUR BENİ
GİZLESEM GİZLENMEZ HALİM AŞİKAR
SEVDANIN ATEŞİ KAVURUR BENİ

BAKARSIN ATEŞİ SÖNER KÜL OLUR
BAKARSIN TAPTAZE AÇAR GÜL OLUR
HER YANIM DAĞ OLUR SANKİ ÇÖL OLUR
MECNUNA FERHATA ÇEVİRİR BENİ

SEVGİLİMİN GÖZÜ BENİ ARARKEN
SEVDASI ŞEVK VERİP GÖNLÜ SARARKEN
YÜKLENİP YÜKÜMÜ YARE VARIRKEN
ŞEYTANA UYARIM DEVİRİR BENİ...

OZAN MİSALİ

AŞIĞIN HALİ

SORDULAR MECNUNA SEVGİLİN NERDE?
DEDİKİ; BURADA LEYLAM HER YERDE.
DEDİLER BİZEDE GÖSTER YÜZÜNÜ.
DEDİ; AÇ PERDEYİ SEYRET ÖZÜNÜ.
SORDULAR BAŞKA BİR YOLU YOKMUDUR?
DEDİ; ZAHMETMİDİR , ONA ÇOKMUDUR?
SORDULAR PERDEYİ AÇMAK NASILDIR?
BENLİĞİ YERLERE SAÇMAK USÜLDÜR.
SORDULAR ÖYLEYSE NEDİR GÖZYAŞIN?
DEDİ; SEVGİLİYE AĞLAMAK İŞİM.
SORDULAR GÜLMEYİ HİÇ BİLMEZMİSİN?
DEDİ; GÜLDÜRÜRSE SEN GÜLMEZMİSİN?
DEDİLER; AŞIKSIN VAR GİT YOLUNA,
AŞIĞIN AKIL SIR ERMEZ HALİNE...

OZAN MİSALİ

SORDUM

Sordum mis kokan güllere
Bu koku nereden gelir DOST
Dedilerki MUHAMMEDE
Muhabbetten gelir elbet DOST

Sordum yaprağınız rengi
Nerden aldı kimden aldı DOST
Dediler sevgiden aldı
HAK’ka olan aşktan aldı DOST

İsterim bende seveyim
Sevip gönlümü vereyim DOST
Dediler senin değildir
GÖNÜL ONUN SEVDA ONUN DOST

Öyle ise neyim varsa
ONUN olsun ONA sunam DOST
Dedilerki senin olan
Bir şey yoktur sende yoksun DOST

Anladımki varda yoku
Anlatıyor her bir nefes DOST
Dedilerki VAR olanı
Çek içine nefes nefes DOST

Çıktım HAK’ka giden yola
Nefes nefes SENİN ile DOST
SENİN ile rest çekmişim
Her tuzağa her engele DOST...

OZAN MİSALİ

GEL

PENCEREMDEN YOLLARA DALAN GÖZLERİM
SENSİZLİĞE BÜSBÜTÜN UYUMADAN GEL
BEKLEMEKTEN DERMANSIZ KALAN DİZLERİM
KENDİNİ KÖR BOŞLUĞA DAYAMADAN GEL

VAKİT DAR, YOL UZUN, YANGINIM SÖNMEKTE
BİR GÖRSEN GÖZYAŞLARIM SELE DÖNMEKTE
AZRAİL TAM HEVES TEPEME BİNMEKTE
KARANLIK GÖZLERİMİ BOYAMADAN GEL

ŞU DELİ YÜREĞİMDE BİTMEZ TANTANA
YAKACAĞIM HER ŞEYİ UYSAM ŞEYTANA
SOBAMDAKİ TUTUŞAN ESKİ MİNTANA
RESMİNİ BURUŞTURUP KOYAMADAN GEL

OZAN MİSALİ

KENDİMİ BULDUM

Sanmayın darıldım kutlu zafere
Kör şeytana inat sımsıkı oldum
An geldi dört yanım doldu kefere
Onları devirdim kendimi buldum

Kendimi buldum hey kendimi buldum
Şahadet getirdim huzurla doldum
Kim demiş söyleyin kaybetti diye
HAK yola kul oldum kendimi buldum

Beklesin davamız biri geliyor
TEVHİD bayrağının eri geliyor
Sırtında mübarek geçmişi ile
Onuruyla dimdik,diri geliyor

Sevdasını erenlerden aldı hey
HAKKA gönül verenlerden aldı hey
Gütmeden cehennem cennet tasası
HAK gönlüne girenlerden aldı hey
OZAN MİSALİ

GÜL AĞIDI

YAR BU YIL BİZ SEVDAN İLE
DİLE DÜŞTÜK DİLE DÜŞTÜK
AŞKIN GETİRDİ BU HALE
MECNUN OLDUK ÇÖLE DÜŞTÜK

HAYALİNE YAR DİYEREK
RAHMETİNLE SAR DİYEREK
ONDA KOKUN VAR DİYEREK
BÜLBÜL OLDUK GÜLE DÜŞTÜK

GÜLMEZ OLDU ŞU YÜZÜMÜZ
KÜL GİBİ YANDI ÖZÜMÜZ
AĞLADI İKİ GÖZÜMÜZ
YAĞMUR OLDUK SELE DÜŞTÜK

SENSİZ DÜNYA İNANKİ DAR
HER KÖŞEDE YOKLUĞUN VAR
KAVUŞTURUR DİYE RÜZGAR
YAPRAK OLDUK YELE DÜŞTÜK

DÖNSÜN DEDİK KIŞLAR YAZA
BAŞLADIK HAK`KA NİYAZA
GÜL AĞIDI YAKTIK SAZA
MIZRAP OLDUK TELE DÜŞTÜK

OZAN MİSALİ

YAR BU CANI ÖLDÜRME

Bülbüldüm güle geldim
Gönül hoş olsun diye
Suskundum dile geldim
Sevdamı bilsin diye

Bu demde az bulunur
Olanda öz bulunur
Bak aşığın gönlüne
Orda şu söz bulunur

Güllerimi soldurma
Gel elleri güldürme
Aşkınla yaşıyorum ben
Yar bu canı öldürme

Bir defa düşse dara
Her yanı olur kara
Gönlüme yak bir çıra
Işıkla dolsun diye
OZAN MİSALİ

YANDA GEL

Yan ey yüreğim yanda gel
Sevdan ile boyanda gel
Mübarektir aşkın derdi
Sen bu derde dayanda gel

Oy yanayım ben yanayım
Hasretinle ben yanayım
Bir gülüşün ömre bedel
O gülüşe ben yanayım

Cana baktım can gidiyor
Gel de bir gör can gidiyor
Ölüm vuslat diye diye
Ol canana can gidiyor

Dile düşer dile düşer
Seni seven dile düşer
Hele ismin ansında bir
Bülbül ağlar güle düşer

Aşkı gülde bulmak güzel
Güle bülbül olmak güzel
Arar iken derde derman
Gül dalında solmak güzel

Tespih tespih gözyaşlarım
Gözden öze yaş boşlarım
Ağıt gelir ard ardına
Bir bitirir bir başlarım

Dost biliriz biz AHMED’İ
Dost biliriz MUHAMMEDİ
Esirgeme RABBİM bizden
MUHAMMEDE muhabbeti
OZAN MİSALİ

VERECEK BİR CANIM KALSA

Yalnızlığım gölgem olmuş peşimde
Ayrıldığım günden beri sevdiğim
Bin bir dert var işkence var başımda
Ayrıldığım günden beri sevdiğim

Ne kadar çok istesem de
Ellerinden tutamam ki
Bu aşktan vazgeç desende
Yar seni unutamam ki

Razıyım bir anlık olsa
Göreyim tek gel yanıma
Verecek bir canım kalsa
Senin olsun kıy canıma

Umudum var hala dönerim diye
Gurbet eli elbet yenerim diye
Bu yalnızlık erdi yıla seneye
Ayrıldığım günden beri sevdiğim
OZAN MİSALİ

HAL-İ AHVALİM

Baktım da köşede duran kaleme
Baktım da bir şeyler yazasım gelir
Beni dertten derde salan çileme
Yine satır satır kızasım gelir

Çilem mi sunayım bir iki sözde
Sözde ne kelime bu çile özde
Derman mı kaldı ki bağırda dizde
Her yana dağılıp tozasım gelir

Hasreti gönlümü bürüyüp durur
Aşığım ciğerim çürüyüp durur
Derler ki özleyen arayıp bulur
Dağ bayır demeden gezesim gelir
OZAN MİSALİ

SENMİSİN YOKSA BENMİYİM

Çaresiz bir aşkın eline düştü
Denilen sen misin yoksa ben miyim?
Umudum bahtımla ne çok dövüştü
Yenilen sen misin yoksa ben miyim?

Ne olsa gülmeye değermiş deme
Duygular can verdi gitti hep güme
Acılar dağ gibi çöküp üstüne
Binilen sen misin yoksa ben miyim?

Vururlar hele bir kuş olup uçta
Kurtulmak zor olur dene bir kaçta
Avcıya av diye elde avuçta
Sunulan sen misin yoksa ben miyim?

Kapılmış giderim bahtın seline
Direnmek pek zormuş hasret yeline
Her perde her sahne mecnun rolüne
Konulan sen misin yoksa ben miyim?

Gül; bekler hazanın biteceğini
Dalında bülbülün öteceğini
Sanırken hasretin yiteceğini
Yanılan sen misin yoksa ben miyim?

Misalim avare gezer ellerde
Resmi var sararıp solan güllerde
Bir garip kul diye bütün dillerde
Anılan sen misin yoksa ben miyim?
OZAN MİSALİ

29 Temmuz 2009 Çarşamba

EYVAH

Bunca yıl görmedim güzeli, hoşu
Sevgiyi kibirde bitirdim eyvah!
Baharı, yaprağı, ağacı, kuşu
Güzeli güzelde yitirdim eyvah!

Damlayken deryaya burun kıvırdım
Her şeyde 'Ben' dedim, yıktım, devirdim
Çevirdin yüzümü 'Dosttan' çevirdim
Erliği yerlere yatırdım eyvah!

Makamım, şöhretim dünyada kaldı
Yalan olup gitti, rüyada kaldı
Umutlar can verdi, feryada geldi
Ne varsa sonunu getirdim eyvah!

Gördüm ki sonunda kaldım biçare
Yüreğim köz oldu, ciğerim pare
Ömrümce yabancı durduğum yare
Kendimi ne yüzle götürdüm eyvah!..
OZAN MİSALİ

ZOR İMİŞ GÜLÜM

Koşardım ardından gücüm olsaydı
Hasretin her şeyden zor imiş gülüm
Ayrılık zamanı gayrı dolsaydı
Hasretin her şeyden zor imiş gülüm

Bir yanda hüzün var bir yanda keder
Bir yanda hasretin ERCİYES kadar
Bükerim boynumu böyleyse kader
Hasretin her şeyden zor imiş gülüm

Aşk aşksa sevende dinmez aşkınla
Yananın ateşi sönmez aşkınla
Mert olan sözünden dönmez aşkınla
Hasretin her şeyden zor imiş gülüm

Bu yolda her adım zulüm olsa da
Bu zulmün sonunda ölüm olsa da
Her bela ömrümce beni bulsa da
Hasretin her şeyden zor imiş gülüm

Tarifi hiç mümkün değil ki sorma
Sızlatma ne olur gönlümü yorma
Sayılı gün biter deyip de durma
Hasretin her şeyden zor imiş gülüm

Canıma can diye seni seçmişim
Aşkı yudum yudum senden içmişim
Ben bu ömrü bir tek sana biçmişim
Hasretin her şeyden zor imiş gülüm

Asırlar bu aşkı bitiremedi
Gönülden ırağa götüremedi
Yürek gayrı sına bir of demedi
Hasretin her şeyden zor imiş gülüm

Kaç cehil çıktı yoluma kaç leheb
İmanımla başımı dik tuttum hep
Bu mahzun halime en büyük sebep
Hasretin her şeyden zor imiş gülüm
OZAN MİSALİ

MEYLETMEM

Varlığın eş olsa zemheri kışa
Bahara meyletmem yaza meyletmem
Muhabbetin katık olsunda aşa
Şekere meyletmem tuza meyletmem

Sökerim gönlümü yanmazsa eğer
Yandıkça sevdana kanmazsa eğer
İsmini yürekten anmazsa eğer
Kelama meyletmem söze meyletmem

Güle meftun bülbül misali dalda
Aşkından gayrısı kalmaz akılda
Ruhumu ummanı sevdaya salda
Ben başka bir yola ize meyletmem

Seni beklemekten yılmaz dizlerim
Bir seni arzular seni özlerim
Özledikçe yaşla dolan gözlerim
Islansın mendile beze meyletmem

Bulunmaz bu dilden,telden anlayan
Bir ozanım perde perde inleyen
Şayet sen olmazsan derdim dinleyen
Mızraba meyletmem saza meyletmem

SEVDA YİĞİT İŞİ


Beni halden hale koyan bu sancı
Bir gün gelir pişman olur mu dost dost
Derdimi anlatsam çoğu yabancı
Gönül dermanını bulur mu dost dost

Kimi bakar gülüp geçer halime
Kimisi takılıp düşer yelime
Nazlı yar haberin alıp koluma
Acep sarılmaya gelir mi dost dost

Aşığın yüreği yanar köz olur
Sevda yiğit işi seven az olur
Anlayana sivri sinek saz olur
Kıssadan hisseyi alır mı dost dost

Misalim yapılan söyle revamı
Gitsem uzaklara derde devamı
Mahşere bıraktım gayrı davamı
Yaptığı yanına kalır mı dost dost
OZAN MİSALİ

UCUNDA ÖLÜM VAR

Bey olsan şah olsan ne kıymeti var
Ucunda ölüm var yalan dünyanın
Makammış şöhretmiş koca bir zarar
Sanma ki her vakti şölen dünyanın
Ucunda ölüm var yalan dünyanın

Dün bugüne attın bugün yarına
Hiç sadık olmadın sen kararına
Harcadın bir ömrü hep zararına
Altını üstünü dolan dünyanın
Ucunda ölüm var yalan dünyanın

Nice canlar geldi geçti bu handan
Nice sevdiklerin göçtü cihandan
Ne var ki geride gayrı ziyandan
Çivisi ellerde kalan dünyanın
Ucunda ölüm var yalan dünyanın

Azrail ne vakit gelir bilinmez
Ne vakit canını alır bilinmez
Şeytana kanıpta sanma ölünmez
Sağını solunu dolan dünyanın
Ucunda ölüm var yalan dünyanın

Ne demiş MEVLANA söyle bakalım
Bekleyen dostlar var erken çıkalım
Nefis putlarını hep bir yıkalım
Tatma ki zehrini yılan dünyanın
Ucunda ölüm var yalan dünyanın

Gel YUNUSCA HAKKI zikre dalalım
HAKİKAT yolunda fikre dalalım
Gönülden hamd edip şükre dalalım
Başını sonunu dolan dünyanın
Ucunda ölüm var yalan dünyanın

Ne güzel insandı MAHMUT HÜDAYİ
ABDULKADİR DURU,AHMET RUFAİ
Bağdat ta yatıyor pirim GEYLANİ
Gülü bülbülünden alan dünyanın
Ucunda ölüm var yalan dünyanın

Yol MUHAMMED yolu HAKKA götüren
Izdırabı,gamı,derdi bitiren
Olmamış taht kurup burda oturan
Göğünü yerini dolan dünyanın
Ucunda ölüm var yalan dünyanın

Sen ki MUHAMMED’ i dostun bilmişsen
Bilip bahçesinde bülbül olmuşsan
Ne durursun onda HAKKI bulmuşsan
Bostanı bahçesi talan dünyanın
Ucunda ölüm var yalan dünyanın

Misalim durulacak gün değil bugün
Pes edip yorulacak gün değil bugün
Şeytana vurulacak gün değil bugün
Dağını taşını dolan dünyanın
Ucunda ölüm var yalan dünyanın
OZAN MİSALİ

YOKLUĞUN

Gönlümden huzuru gözümden yaşı
Silmeyi öğretti yokluğun bana
Adı hasret olan bir arkadaşı
Bilmeyi öğretti yokluğun bana

Bendeyken her acı bendeyken çile
Diyecek çok söz var gelseydi dile
Düştüğüm ağlanacak hallerde bile
Gülmeyi öğretti yokluğun bana

Gün ve gün bir veda titrer sesimde
Ruhum delik arar can kafesimde
Aldığım her soluk her nefesimde
Ölmeyi öğretti yokluğun bana

Görmedin ahımı gönül ağrımı
Duymadın sevdaya olan çağrımı
Bir süngü misali yanık bağrımı
Delmeyi öğretti yokluğun bana
OZAN MİSALİ

DÖNMEYİZ YOLUMUZDAN

Türlü tuzak kursanız
Dönmeyiz Hak yolundan
Öfkeden kudursanız
Dönmeyiz Hak yolundan

Muhammet önderimiz
Odur yoldaş yarimiz
Yüzülse de derimiz
Dönmeyiz Hak yolundan

Ak alında ter olduk
Mübarek sefer olduk
Bu davaya er olduk
Dönmeyiz Hak yolundan

Yiğitleriz gözü pek
Budur derdimiz bir tek
Son nefesimize dek
Dönmeyiz Hak yolundan

Derdimiz yoktur daha
Kuluz o padişaha
Sözümüz var Allah'a
Dönmeyiz Hak yolundan

Hak yolunun tozuyuz
Yazımıza razıyız
Ya şehit ya gaziyiz
Dönmeyiz Hak yolundan

Şahadet nurdur bize
Hak’tan onurdur bize
Gelse dünya dar bize
Dönmeyiz Hak yolundan
OZAN MİSALİ

BİZ AŞKI ÖLÜMSÜZ BİLENLERDENİZ

Aşk ki HAK katından sunulmuş lütuf
Biz aşkı ölümsüz bilenlerdeniz
Aşıklık hoş demiş Hazreti YUSUF
YUSUF’ a gönüldaş olanlardanız

Mert olan eredir çağrımız bizim
Dost diyene dosttur bağrımız bizim
Velakin olsa da eğrimiz bizim
Sevdikçe doğruyu bulanlardanız

Bize taş atana lale gül verdik
Düşküne yolsuza koştuk el verdik
Vurulduk çiğnendik çok bedel verdik
Yinede dipdiri kalanlardanız

Nice zaman düştük aşkın ardına
Vardık ortak olduk mecnun derdine
Omuz verip şirin yarin yurduna
Ferhat’ça dağları delenlerdeniz

Sormayın ismimiz cismimiz nedir
Aşkı bilmez kimse hasmımız odur
Bize yardımcıdır MEVLAYI KADİR
Ona kulluk için gelenlerdeniz İNŞAALLAH ölmeden ölenlerdeniz
OZAN MİSALİ

BİZE NE OLDU


Tutardık düşenin koşup elinden
Gardaş şimdi bize ne oldu böyle
Anlardık garibin mahsun halinden
Gardaş şimdi bize ne oldu böyle

Her birimiz dosttuk, yiğittik, erdik
Kardeşlik değişmez yolumuz derdik
Zalime kızardık isyan ederdik
Gardaş şimdi bize ne oldu böyle

Düşmanlar sokulup gelemezlerdi
Dostluk kalkanını delemezlerdi
Türk, Kürt, Çerkez diye bölemezlerdi
Gardaş şimdi bize ne oldu böyle

Eksilmezdi güzelliğe saygımız
Şeref namus ardı bir tek kaygımız
Nerde kaldı edep haya duygumuz
Gardaş şimdi bize ne oldu böyle
OZAN MİSALİ

AŞKIN

Kıvrılıp tarifi sığmaz lisana
Kök salmış gönlüne öze gizlenmiş
Her hali can verir cümle insana
Aşkın bakışına göze gizlenmiş

Varmı bir benzerin varmı bir eşin
Hürmeti var sana ayın güneşin
Utanası gelir yanan ateşin
Aşkın yüreğine köze gizlenmiş

Sende verdim öze doğru ben selam
Uzağın gurbettir yakının sılam
Kurtuluşa yöndür sende her kelam
Aşkın dudağına söze gizlenmiş

Bazen ağlamaklı bazende güleç
Dertlere devadır kalplere ilaç
Bu gönül doyumsuz seyrine muhtaç
Aşkın yanağına yüze gizlenmiş

Söylerken ismini gönülde,dilde
Bulunmaz lezzeti şekerde,balda
Şenlik var yürüyüp gezdiğin yolda
Aşkın bıraktığın ize gizlenmiş

Garibin huzuru belli ve kesin
Kulağı bayramda gelince sesin
HAK’ka ağıt yakar her dem nefesin
Aşkın ağıdına saza gizlenmiş...
OZAN MİSALİ

BEKLENEN DÜĞÜN


Geçse de aradan bin dört yüz sene
Bir kutlu sevdadır dünden bugüne
Ne mutlu bu yolda varım diyene
Vuslattır gönüle saklanan o gün
Yakındır çok yakın beklenen düğün

Kimseler sanmasın biter bu sevda
Her dem buram buram tüter bu sevda
O kutlu sabaha yeter bu sevda
Vuslattır gönüle saklanan o gün
Yakındır çok yakın beklenen düğün

Hey hat şehitlerin izi var burda
Nice yiğitlerin sözü var burda
HABİBİ ZİŞANIN özü var burda
Vuslattır gönüle saklanan o gün
Yakındır çok yakın beklenen düğün

Fatihler ölmedi,Yavuz yaşıyor
İnanan Ferhatlar dağlar aşıyor
Gönüller imanla doldu taşıyor
Vuslattır gönüle saklanan o gün
Yakındır çok yakın beklenen düğün

Pes edip dönersek kahrımız olsun
Gönüller yuvamız nehrimiz olsun
Ay yıldız zafere mührümüz olsun
Vuslattır gönüle saklanan o gün
Yakındır çok yakın beklenen düğün

BESMELEDİR işin adı evvela
RAHMANIN adıyla biter her bela
Ne yazar dört yanım olsa kerbela
Vuslattır gönüle saklanan o gün
Yakındır çok yakın beklenen düğün

Verseler elime güneşi,ayı
Vallahi bırakmam HAKLI davayı
PEYGAMBERDEN aldık biz bu sevdayı
Vuslattır gönüle sklanan o gün
Yakındır çok yakın beklenen düğün

Uhudda ağladık,Bedirde güldük
İki hurma,kuru ekmeği böldük
Bin defa dirildik sanmayın öldük
Vuslattır gönüle saklanan o gün
Yakındır çok yakın beklenen düğün


Son deminde artık son nefesinde
Kainat kapanış senfonisinde
Müjdesi var nurun DOSTUN sesinde
Vuslattır gönüle saklanan o gün
Yakındır çok yakın beklenen düğün

Bu asır o vaktin eşiğindedir
Nur yüzlü HABİBİN beşiğindedir
Zafer İNANANIN ışığındadır
Vuslattır gönüle saklanan o gün
Yakındır çok yakın beklenen düğün..
OZAN MİSALİ